Belki Geyik Muhabbeti diyebilirsiniz…

Belki çoğunuz geyik muhabbeti diyebilirsiniz ama 40 yaş muhasebesi önemli konu. Diğer yaşları bilmem çünkü ben şimdi 40’ tayım : )    

Hazır yeni bir yıla da giriyorken yaptığım 40 yaş muhasebemde çok şey var.  Pişmanlıklarım var, ’’iyi ki’’lerim var, söylediklerim var, sustuklarım var, üzüldüklerim var, sevindiklerim var.  

Muhasebe derken, ben artıları bir yere eksileri bir yere yaz, sonra da hangisi fazlaysa ona göre ya ‘’ben ne kadar süper bir insanım ya da ben ne kadar boktan ve salak bir insanım’’ sonucunu çıkarmak değil benim anladığım. Çünkü; hayat matematik kadar kesin ve katı kurallarla işlemez. Zaten öyle olsaydı, bu kadar karmaşık ve yorucu gelmezdi. Ve birinin şerrine olan, başka birinin hayrına sebep olmazdı.

Benim anladığım çok şey, aldığım çok ders var ama en çok şunu anladım ki; ne zaman duyguları aklın önüne çok fazla geçirirsen, o zaman çok üzülüyorsun.

Kendime haksızlık yapmayayım. Bunlar aslında son 15-20 yılın pişmanlıkları. Çünkü daha öncesinde ben, ‘’bencilliğe’’ yani bireysel mutluluğun toplumsal mutluluk getireceğine inananlardandım.

Pişmanlıklarım

Üniversitede teori ve fikirlerini öğrendiğim pek çok iktisatçı arasında, Adam Smith’in şu teorisi bana çok yakın ve mantıklı gelmişti:  “Toplumda her birey; kendi çıkarı peşinde koşar ve bunun için çalışırsa, toplumda bütün sağlanır, her birey ihtiyaç duyduğu mallara kavuşurken, toplum da refah ve mutluluğua kavuşur. Hiç kimse bütünü düşünmez ama sonuç bütünün refahı olur.’’

Burada hemen bir parantez açıp, bunun Smith’in teorisinin bir bölümünün kendi açımdan çıkardığım özeti olduğunu ve ekonominin babası olarak bilinen ekonomistin fikirlerinin ayrıntıları ile anlaşılması için ‘’Ulusların Zenginliği’’ isimli eserinin mutlaka okunmasını tavsiye ederim.  

Şimdi düşündüğümde ne zaman böyle düşünmekten, yani önce kendi mutluluğumu sağlayacak imkanlara kavuşma amacından uzaklaşıp, etrafla ilgilenmeye başlasam ve ‘’bencilliği’’ hayatımda uygulamaktan vazgeçsem; o zaman mutsuz oldum.

Hak etmeyen insanlara, hak ettiğinden fazla değer vermek. Yani insanlara çook  kredi vermek.

Bunlar:

Çok sevdiğin insanlara kendinden daha çok değer vermek.

Başkaları için, en sevdiklerin de olsa çok fazla fedakarlık yapmak.

Bazı insanlara hayatında çok fazla alan açmak.

İlişkilerde sınırları çizememek ya da net çizememek.

Birilerini kırmamak için mecut olan sorunu söylememek.

Birileri üzülmesin diye susmak ve konuşmadığın şeyleri içine atıp kendini üzmek.

Susmanın en güzel cevap olduğunu düşünerek, karşıdakinin anlamasını beklemek ve anlamayınca daha çok üzülmek.

Sevdiğin insanlar üzülmesin, alınmasın, kırılmasın diye onların yaptıkları yanlışları söylememek.

Sevdiklerine destek olmak için, kendine yatırım yapmamak, kendi işine motive olmamak, geleceğini iyi planlayamamak.

Geçmişin pişmalıklarından kurtulamamak, günü yaşayamamak, geleceği planlayamamak.

Yapmak istediklerini ertelemek.

Sevdiğin tüm insanların senin kadar iyi niyetli olduğunu ve seni üzdüklerinde aslında üzmek istemediklerini ve istemeden yaptıklarını düşünmek.

Sevdiklerini koşulsuz ve sürekli affetmek, yani onların sana karşı yaptığı bir hatayı, çok fazla kez yapmalarına izin vermek.

Başedemeyeceğini düşünerek, gerçeklerle yüzleşmemek. Belki inkar etmek değil ama gerçekleri görmezden gelmek.

Kendi potansiyelinin farkına varamamak.

Belki de etrafındakilerin yanlış değerlendirmelerinden dolayı ego kavramına fazla takılıp, gereksiz ve abartılı mütevaziliği seçmek.

Sonda söyleyeceğini başta söylemek.

Yaptığın her şeyde çok aceleci ve sabırsız olmak.

Söyleyenler için sebebi çok uzun ve amacı çok sinsice olan ‘’çok yoğunum, çok işim var’’ lafını hiç kullanamamak. (Gerçi bu pişmalık mı tam olarak halaa bilemiyorum)

Fevri davranıp, bazen yanlış değerlendirmeler ya da anlamalarla –sonrasında her ne kadar çabuk sakinleşsem de- sinirlenmek ve aşırı tepkiler vermek.

Hayat tabii ki sadece pişmanlıklar değil, elbette hayatta ‘’iyi ki’’ler de oldu ve oluyor.

Belki yine çoğunuz geyik muhabbeti diyebilirsiniz ama 40 yaş muhasebesi önemli konu. Diğer yaşları bilmem çünkü ben şimdi 40’ tayım : )  İyi ki demek de çok önemli.

‘’İyi ki’’lerim

İyi ki türüne, yılına, yazarına bakmadan çok kitap okumuşum.

İyi ki küçük yaşlarımdan itibaren hep sporu sevmişim ve evde, okulda, sokakta neresi olursa spor yapmışım.

İyi ki en çok kendime güvenmişim.

İyi ki yalnızlıktan korkmamışım.

İyi ki -yalnızlıktan korkmadığım için- yalnız kalma korkusuyla ne olduğuna  bakmadan, olur olmaz her insanı hayatıma sokmamışım.

İyi ki dinlemeyi çok iyi bilmişim.

İyi ki çok iyi gözlemlemişim.

İyi ki okuduklarımdan, dinlediklerimden, gözlemlerimden ve tabii ki yaşadıklarımdan kendime dersler çıkarmayı bilmişim.

İyi ki mevkileri ve paraları ile gücü elinde bulundurduğunu düşünen insanlara, kim olursa olsunlar yanlışlarını söylemişim ve hadlerini bildirmişim.

İyi ki kimseye eyvallah dememişim.

İyi ki kimseye yalakalık yapmamışım.

İyi ki her durumu, olayı, kişiyi objektif değerlendirmenin önemine inanmışım.  

İyi ki her canlıya vicdanla yaklaşmışım.

İyi ki iyiliğin, her zaman kötülüğe galip geleceğine inanmışım.

İyi ki niceliğe değil, niteliğe önem vermişim.

İyi ki eşitliğe inanmışım.

İyi ki toplumun öğrettikleriyle erkek olduğu için kendini üstün gören erkeklere, hadlerini bildirmişim.

İyi ki en çok şımartılması gerekenin kendim olduğunu bilerek davranmışım.

İyi ki görgü kurallarını öğrenmişim (tabii ki annem sayesinde) ve uygulamaktan hayatım boyunca vazgeçmemişim.

İyi ki yazmanın söylemekten daha önemli olduğunu öğrenmişim.

İyi ki hep direkt olmuş, laf sokmakla ya da imalarla uğraşmamışım.

İyi ki hayvanları insanlardan çok sevmişim:)

Özetle;

Bu pişmanlıklar ve iyi ki yapmışımlar daha uzar gider. Ama bence önemli olan pişmanlıkları bilmek, neden pişman olduğunu anlamak ve pişmanlık yaratan eylemleri gerçekleştirmemek için çabalamak.

Bu sırada ‘’iyi ki yapmışımlar’’ ı yadsımamak, kendi değerini bilmek, olumsuzu olumluya çevirmeye çalışmak ve bardağın dolu tarafını görmek gerek.

Benim yaşımdaki çoğu insanın çocukken mutlaka okuduğu Şeker Portakalı kitabında şöyle bir söz vardır: ‘’ Bir şeyden çok eminim, kendimi üzdüğüm kadar kimseyi üzmedim hayatta.’’ Evet belki bu hayatta kalp kırmamak çok önemli ama bence kendini üzmekten de vazgeçmek gerek artık.  

Belki yine çoğunuz geyik muhabbeti diyebilirsiniz ama 40 yaş muhasebesi önemli konu. Diğer yaşları bilmem çünkü ben şimdi 40’ tayım : ) Belki yazıdan sonra değişir fikriniz:)

Önemli sözler
2021’in sonuna doğru toparladığım ama tüm ömre yayılan sözler

Bir kitap okurken, bazen internette bir araştırma yaparken, bir film izlerken veya arkadaşlarla sohbet ederken aklıma takılan, ‘’ne kadar doğru bir söz, bunu not etmeliyim’’ dediğim sözlerden bir bölümünü yazdım. 2021’in sonuna doğru toparladığım, bir yılın bana çeşitli kanallardan getirdikleri ama tüm ömre yayılan sözler bunlar. Aslında bu sözler yaşadıklarımdan öğrendiklerimin bir özeti.

İşte size; özür dilemek, ego, hayvanlar, karşılıksız sevmek, iyi ve kötü, akıl, evren, vicdan, merhamet, vefa, sevgi, delilik, sıkıcı olmak, aptal olmak, zeka, enerji, dürüstlük, pişmanlık, yaşamak, vazgeçmek, hırs, fark etmek, kabul etmek, çözmek üzerine sizin de ‘’ne kadar doğru, bunu yaşadım, böyle hissettim ya da çevremde olan bitenin özeti gibi’’ diyeceğiniz sözler:

Özür dilemek

  1. Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.

Sigmund Freud

2. Köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. İnsanlar ise tamamen farklıdır: Saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler. Sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.

Sigmund Freud

3. Aslında hiç bir şey iyi ya da kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır.

William Shakespeare

4. Şaşılacak kadar çok aklım olmalı! Bazen haftada bir kez aklımı başıma toplamam gerekiyor.

Mark Twain

5. Hani derler ya sensiz yaşayamam diye, ben onlardan değilim. Ben, sensiz de yaşarım. Ama seninle bir başka yaşarım.

Nazım Hikmet

Merhamet

6. Evrendeki hiç bir şey bırakmanıza ya da yeniden başlamanıza engel olamaz.

Guy Finley

7. Seni üzen kral olsa da sileceksin ki ibret olsun. Bilsinler ki kralını silen, soytarısıyla hiç uğraşmaz.

8. Öyle bir dünya olsun ki hiç bir hayvan, insanlar yüzünden üzülmesin.

9. Ne kadar güzel olduğunla ilgilenmiyorum. Eğer kişiliğin çirkinse, sen çirkinsindir.

10. Ben ‘’bir daha yapmayacağım’’ deyip, yapmayan birini hiç tanımadım.

11. Vicdan terazisi çalışmayanlarla, merhamet etmeyenlerle ve vefa duygusu olmayanlarla yollarını ayırmak, hayatta kendime karşı yaptığım en doğru şeydi. Herkes hata yapar ama onlar kötüydü.

Arda Erel

12. Hoş bir kızım ama güzel değilim, günaha girdiğim olur ama şeytan değilim, iyi biriyim ama melek değilim.

Marilyn Monroe

13. Kusurlar güzelliktir, delilik ise zekilik. Ve tamamen saçma biri olmak, tamamen sıkıcı biri olmaktan daha iyidir.

Marilyn Monroe

14. Mutlu olmak mı istiyorsun? Ol!

Lev Tolstoy

15. Tanrı’nın kalpte bir ışığı vardır. O da vicdandır.

Lev Tolstoy

16. Vücudunuza iyi bakın. Çünkü yaşamak zorunda olduğunuz tek yer orasıdır.

Jim Rohn

17. Dünyanın asıl sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların daima kendilerinden emin olmalarıdır.

Bertrand Russell

Dürüstük

18. Bir insanda 3 şey arayın: Zeka, enerji ve dürüstlük. Eğer sonuncusu yoksa, ilk ikisiyle de uğraşmayın.

Warren Buffet

19. Cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşelidir.

Karl Marx

20. Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır; çünkü pişmanlık, minnetten daha güçlüdür.

Anne Frank

21. Bil ki insanın değerini varlığı değil, yokluğu gösterir. Unutma; yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir.

Fyodor Dostoyeski

22. Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler; ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak. Yoksa hangi balık boğmuş kendini, hangi serçe atlamış damdan.

Fyodor Dostoyeski

23. Uğraşarak düzeltemediğin şeyden, vazgeçerek kurtulursun.

Frida Kahlo

24. Uğraşma boşuna! Seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar. Gördükleri, ancak kendi anladıkları kadar olacak.

Mevlana

25. Aptalı sık sık affetmek, onu ahlaksız yapar.

Publilius Syrus

26. Zenginlikteki hırs yoksullukta oluşmuştur.

Publilius Syrus

27. Suçlunun beraat ettirildiği yerde, hakim hüküm giyer.

Publilius Syrus

28. Hakikat şu ki: Kişisel sorun diye bir şey yoktur. Sizin bir sorununuz varsa, % 1 milyon kişi de geçmişte aynı soruna sahip olmuştur. Şu anda aynı sorundan müzdariptir ya da gelecekte aynı sorundan çekecektir. Bu sorunu azaltmaz ya da daha az acıtmasına neden olmaz ya da sizin kurban olmadığınız anlamına gelmez. Sadece sizin özel olmadığınız anlamına gelir. Bu nedenle sorunlarınızın özel olmadığını farketmek ve kabul etmek, çözmek için atılacak ilk ve en önemli adımlardır.

Guy Finley

29. İnsanlar ne kadar mutlu olmaya karar vermişlerse, o kadar mutlu olurlar.

Abraham Lincoln

30. İnsanlar içinde bulundukları durumlar için hep bazı şartları öne sürerler. Ben şartlara inanmam. Bu dünyada bir yerlere varabilenler, istedikleri şartları arayan ve bulamadıklarında bu şartları yaratan insanlardır.

George Bernard Shaw

31. Dünyanın en yüce tahtına da çıksanız; oturacağınız yer, kendi kıçınızın üstüdür.

Friedrich Nietzsche