Kolajenle ilgili öğrendiklerim

Kolajenle ilgili öğrendiklerimi geç de olsa toparladım.

Son dönemin yıldızı kolajenle ilgili araştırmalarım geçen yılın ilk aylarında başladı.

Ama şöyle bir gerçek de var. Bu gerçek de sigara, hava kirliliği, şeker, alkol tüketimi, dengeli beslenememek ve güneş ışınları da kolajen üretimini olumsuz etkiliyor. Yani 20’li yaşlardan sonra zaten giderek azalan kolajen üretimi, üzerine bir takım yaşam koşulları ve kötü alışkanlıklar da eklenince daha da olumsuz etkileniyor.

Aslında kolajen konusuyla ilgilenmek ve kolajeni araştırmak için bence geç kalmıştım. Geç kaldığımı da yaptığım araştırmalardan sonra öğrendim çünkü 20 yaş ve sonrasında vücuttaki kolajen azalmaya başladığından, kolajen takviyesi kullanmak gerekiyormuş. Ben bunu bilmediğim için geçen yılın ortalarına kadar herhangi bir takviye de kullanmadım.

Peki kolajen neden önemli?

Kolajen üretimi için her şeyi dört dörtlük nasıl yapacaksın? Yapamazsın. Sigara içmesen dengeli beslenemiyorsun, dengeli beslensen yaşadığın kentte hava kirli, hava temiz olsa spor yapamıyorsun. Hiç biri olmasa zaten kolajen üretimi yıllar geçtikçe azalıyor. Yani takviye kullanımı şart. Olmazsa olmaz.

Kolajen vücut için çok önemli çünkü; kolajen tırnaktan kıkırdağa kadar dokuları adeta iplik gibi birbirine bağlıyor yani bütünlüğü sağlıyor.

Kolajen; cilde sağlamlık, dayanıklılık, elastikiyet, parlaklık, canlılık veriyor ve cilt nemli, gergin, yumuşacık oluyor. Cildin gevşeyip sarkmaması ve kırışmaması için kolajen çok önemli.

Kolajen ile kaslar, kemikler ve bağışıklık sistemi daha güçlü oluyor.

Parlak saçlara, sağlam tırnaklara, güçlü eklem yapısına, iyi çalışan sindirim sistemine, sıkı bir cilde sahip olmak kolajen üretimi sayesinde mümkün oluyor.  

Kolajeni nasıl alabiliriz ya da vücuttaki üretimini nasıl artırırız?

Vücut için bu kadar önemli bir protein olan kolajeni takviyeler dışında nasıl alabiliriz?

Sığır eti, tavuk eti, balık eti, yumurta ve sakatatlar kolajen açısından çok zengin.

Ispanak, lahana, roka, nane, brokoli, havuç, sarımsak, soğan, pırasa, brüksel lahanası vücutta kolajen üretimini artırıyor.

C vitamin açısından zengin meyveler de kolajen üretimine destek oluyor. Limon, portakal, greyfurt, kayısı, şeftali, ananas ve kivi zengin C vitamini kaynakları ve kolajen üretiminde çok önemli rol oynuyorlar.

Yani hayvansal gıdalar, turunçgiller, sebzeler ve omega-3 içeren besinler kolajen üretiminini artırıyorlar.

Ve her gün tüm besin gruplarından dengeli ve yeterli şekilde tüketirsek vücudumuzun kolajen ile ilgili sıkıntısı olmuyor. Tabi ki bunun yanında şekersiz, sigarasız, alkolsüz bir hayat yaşamak, düzenli spor yapmak, bol su içmek ve temiz havadan bol bol yararlanmak da çok önemli.

Ama hayatı kaç kişi, hele ki şu dönemde, her gün bu kadar düzgün, cetvel gibi yaşayabiliyor? Bence çok az kişi:)

İşte bu sebepten nasıl vücudumuz için gerekli pek çok vitamin ve minerali tam da günlük ihtiyacımız kadar almak için sıvı ya da tablet formunda takviyeler kullanıyorsak, kolajen için de takviye kullanmamız gerekiyor.

Herkes böyle mi yapıyor bilmiyorum ama ben böyle yapıyorum.

Kolajeni diğerlerinden daha geç keşfetmiş olsam da son aylarda yaptığım araştırmalardan sonra sıvı formunu kullanmanın en efektif olduğuna karar verdim.

3 aylık sıvı shot kolajen kürümü tamamladım. Daha etkili olması için doktorumun tavsiyesi ile 3 ay boyunca gece uyumadan önce magnezyum ile birlikte 50 ml’lik bir shot kullandım. Şimdi tablet kolajen alıyorum.  

Bundan sonra her yıl 2 defa 3 aylık kürlerle devam edeceğim.

Kolajenle ilgili öğrendiklerim kısaca böyle ve 3 aylık kür sonunda saçlarıma, tırnaklarıma, cildime inanılmaz iyi geldi. Herkese tavsiye ediyorum.

Please follow and like us:
error0
fb-share-icon
Tweet 20
fb-share-icon20

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir